Lütfen onu yapmayı durdurur musun?
- Would you please stop doing that?
Lütfen onu durdurur musun?
- Can you please stop that?
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
- How about stopping the car and taking a rest?
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
- I tried to stop him, but he left me behind.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccoughs?
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Benim bu saatim asla durmaz.
- This watch of mine never stops.
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Bu tren tüm istasyonlarda durur.
- This train stops at all stations.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.