Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.
- I spent hours walking up and down on this street.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Onlar yukarı aşağı zıpladı.
- They bounced up and down.
... he walks up and down while he's giving the talk. Then he stops and he says, "Oh yeah, ...
... SURE LIFE IS UP AND DOWN ...