unutma

listen to the pronunciation of unutma
Türkçe - İngilizce
oblivion
omission
Don't forget

Don't forget to send the letter. - Mektubu göndermeyi unutma.

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

keep in mind

Keep in mind that you're not so young as you used to be. - Önceki kadar genç olmadığını unutma.

Keep in mind that you're not as young as you used to be. - Eskisi gibi genç olmadığını unutma.

dont forget
unutmak
forget

Is it harder to forgive or to forget? - Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?

He says he drinks to forget. - O, unutmak için içtiğini söylüyor.

unutma, nisyan
Do not forget, nisyan
unutma beni
(çiçek) forget-me-not
unut
forgot

I forgot to turn off the television before going to bed. - Yatmadan önce televizyonu kapatmayı unuttum.

He forgot to give back my dictionary. - Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.

unut
forget

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

How can I forget those days? - Bu günleri nasıl unutabilirim?

unutmak
leave out
unutmak
{f} omit
beni asla unutma
never forget me
beni unutma
don't forget me
unutmak
disremember
unutmak
pass the sponge over
unutmak
lose sight of
unutmak
forget under
unutmak
(deyim) go out of someone's mind
unutmak
be unaware of
unut
disremember
unut
forgotten

This fact must not be forgotten. - Bu gerçek unutulmamalı.

The event was forgotten in progress of time. - Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.

unutmak
neglect
unutmak
unlearn
unutmak
(eşya) leave
unutmak
loose sight of
unutmak
leave behind
unutmak
be unmindful of
unutmak
be oblivious of
Türkçe - Türkçe
Unutmak durumu
nisyan
(Osmanlı Dönemi) VEHL
unutma beni
Küçük mavi çiçekler açan bir bitki
Unutmak
(Osmanlı Dönemi) FESH
unutmak
Aklında kalmamak, hatırlamamak: "Kaç kere aynı palavralarla kendimi avutmuş, öfkemi geçirmiş, sonradan hepsini unutmuştum."- R. H. Karay
Unutmak
çıkmak
Unutmak
(Osmanlı Dönemi) İFHA'
Unutmak
bırakmak
unutmak
Bağışlamak
unutmak
Bir şeyi yapamaz duruma gelmek: "Onu da bilirdim eskiden memlekette iken amma sonradan unuttum."- O. C. Kaygılı
unutmak
Bir şeyi yapamaz duruma gelmek
unutmak
Hatırdan, gönülden çıkarmak
unutmak
Gereken önemi vermemek, üstünde durmamak
unutmak
Bir şeyi dalgınlıkla bir yerde bırakmak
unutmak
Gereken önemi vermemek, üstünde durmamak: "İçinde kabaran sevinçten vücudunun berelerini unutarak uyudu."- H. E. Adıvar
unutmak
Aklında kalmamak, hatırlamamak
unutmak
Hatırdan, gönülden çıkarmak: "İyiliğini de ölünceye kadar unutmam."- M. Ş. Esendal
unutma