Bu ilginç bir iddiadır.
- This is a curious argument.
Bir İngiliz hakkında ilginç bir hikaye var.
- There is a curious story about an Englishman.
Fakat tuhaf bir durum vardı.
- But there was one curious circumstance.
Çocuğum her şeyi bilmeye meraklı.
- My child is curious to know everything.
Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.
- Meg is curious to know everything about Japan.
The platypus is a curious creature, with fur like a mammal and a beak like a bird.