Yabani kuşları izliyorum.
- I am watching wild birds.
Yabani kuşları izlemek çok eğlenceli.
- Watching wild birds is great fun.
Güneş vahşi bir renk aleviyle batıyor.
- The sun goes down in a wild blaze of color.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür.
- The area is notable for its scenery and wildlife.
Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.
- Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.
Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor.
- The consumer price index has been fluctuating wildly.
Kalbi çılgınca çarpıyordu.
- His heart was beating wildly.
Parti oldukça tenhaydı.
- The party was pretty wild.