Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
- We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like to live in the same house as us.
Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti.
- Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends.
Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür.
- A sure friend is seen in an unsure matter.