Senin hayatın çok sıkıcı ve yavan.
- Your life is boring and uninteresting.
O, akşamı sıkıcı ve ilgi çekmeyen, kısaca, bir zaman kaybı buldu.
- She found the evening boring and uninteresting, in short, a waste of time.
Bisikletimin patlak lastiği var.
- My bike has a flat tire.
Bisikletimin patlak bir lastiği vardı, bu yüzden yedi trenini kaçırdım.
- My bicycle had a flat tire, so I missed the seven o'clock train.
'Yeah,' said my delightful inquisitor, with an attempt at casual indifference or uninterest that to the tutored eye only revealed all the more starkly her rising excitement.