unimpressed

listen to the pronunciation of unimpressed
İngilizce - Türkçe
etkilenmemiş

Tom etkilenmemiş görünüyordu. - Tom looked unimpressed.

Onlar etkilenmemişti. - They were unimpressed.

Etkilenmemiş, umursamamış
umursamaz

Sen umursamaz görünüyorsun. - You look unimpressed.

Tom umursamaz göründüğümü söyledi. - Tom said I looked unimpressed.

nonplussed
apışıp kalmak
nonplussed
ne yapacağını şaşırmış
nonplussed
eli ayağına dolaşmış
nonplussed
şaşkın

Tom şaşkın görünüyor. - Tom looks nonplussed.

O şaşkına dönmüş görünüyordu. - He looked nonplussed.

nonplussed
şaşkın, ne yapacağını şaşırmış, eli ayağına dolaşmış
İngilizce - İngilizce
If you are unimpressed by something or someone, you do not think they are very good, clever, or useful. He was also very unimpressed by his teachers Graham Fletcher was unimpressed with the idea of filling in a lengthy questionnaire. impressed. not thinking that someone or something is good, interesting etc unimpressed with/by
not moved to serious regard; "trying to appear unimpressed"
not moved to serious regard; "trying to appear unimpressed
{s} not impressed
nonplussed
unimpressed

    Heceleme

    un·im·pressed

    Türkçe nasıl söylenir

    ʌnîmprest

    Telaffuz

    /ˌənəmˈprest/ /ˌʌnɪmˈprɛst/