O, yıllar süren mutsuzluktan sonra onu boşadı.
- He divorced her after years of unhappiness.
Birçok mutsuzluk yıllarından sonra, o onu boşadı.
- She divorced him after many years of unhappiness.
Bütün servetine rağmen hâlâ mutsuzdu.
- For all his wealth, he was still unhappy.
Biz asla düşündüğümüz kadar çok mutlu, nede mutsuz değiliz.
- We are never so happy nor so unhappy as we imagine.
Eğer çok gülersen mutlusun, eğer çok ağlarsan üzgünsün.
- If you laugh a great deal, you are happy; if you cry a great deal, you are unhappy.
Çok mutsuz olduğunuz için çok üzgünüm.
- I'm very sorry you're so unhappy.
Tom'un çok şanssız deneyimleri olmuştur.
- Tom has had many unhappy experiences.