ungefährlich teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- harmless
- zararsız
Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
- Most snakes on this island are harmless.
Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
- The sound was annoying but harmless to the human body.
- safe
- tehlikesiz
Sence bunu yapmak tehlikesiz mi?
- Do you think it's safe to do that?
- safe
- güvenilir
Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil.
- Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.
- harmless
- kendi halinde
- harmless
- {s} masum
- safe
- kurtulmuş
- safe
- emin
Bu yerin güvenli olduğundan emin misin?
- Are you sure this place is safe?
Tom'un güvende olduğundan emin misin?
- Are you sure Tom is safe?
- safe
- atlatmış
- safe
- sağlam
Senin çocuklarının güvende olmalarını sağlamak için gücüm dahilinde her şeyi yapacağım.
- I'll do everything within my power to make sure your children are safe.
Güvenliği başka her şeyden önce sağlamalıyız.
- We must put safety before anything else.
- safe
- kesin
Sadece Allah, kesinlikle mutlak kudret sahibi olabilir.
- Only God can safely be omnipotent.
Tom kesinlikle güvendeydi.
- Tom was perfectly safe.
- harmless
- {s} suçsuz
- harmless
- {s} saf
- harmless
- {s} temiz kalpli
- harmless
- {s} zararı dokunmayan
- harmless
- harmlessly zararsız bir şekilde
- harmless
- harmlessness zararsızlık
- safe
- {s} muhakkak
- safe
- beysbol oyundışı edilmeden kaleye yetişmiş olan
