Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.
- Unfortunately, Tom refused to help us.
Maalesef bugün yağmur yağıyor.
- Unfortunately, it's raining today.
Ne yazık ki neredeyse hiç Almanca konuşamıyorum.
- Unfortunately I hardly speak any German.
Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
- Unfortunately she only had five dollars with her.
... And, unfortunately, that's still true for a lot of people ...
... metadata and, unfortunately, animated images as well. ...