Maalesef bugün yağmur yağıyor.
- Unfortunately, it's raining today.
Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.
- Unfortunately, Tom refused to help us.
Ne yazık ki, onu yanınızda getiremezsiniz.
- Unfortunately, you cannot bring him along.
Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
- Unfortunately, few passengers survived the catastrophe.