Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
When all at once I saw a crowd, A host, of golden daffodils - William Wordsworth, Daffodils.