unemployed time; interval of leisure; time of intermission; vacation

listen to the pronunciation of unemployed time; interval of leisure; time of intermission; vacation
İngilizce - Türkçe

unemployed time; interval of leisure; time of intermission; vacation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

vacancy
{i} boşluk

İstifası kabinede boşluk bıraktı. - His resignation left a vacancy in the cabinet.

vacancy
boş yer
vacancy
{i} boş olan memuriyet v.b.; boş/açık kadro
vacancy
{i} açık kontenjan
vacancy
(İnşaat) boş köşe
vacancy
boş pozisyon
vacancy
(Politika, Siyaset) münhal yer
vacancy
(İnşaat) atom boşluğu
vacancy
boş

Özgeçmişini bana getir. Sana ofisimde bir boş kadro olduğunu söyledim. - Bring me your resume. I told you there's a vacancy at my office.

Atama ile boş kontenjanı doldurdular. - They filled the vacancy by appointment.

vacancy
açık kadro
vacancy
boş olan memuriyet vb
vacancy
(konakçı/pansiyon/vb.) boş oda
vacancy
{i} tembellik
vacancy
(Askeri) MÜNHAL, BOŞ: Kadroda fiilen mevcut olmakla beraber, ya henüz kimsenin atanmamış olması ya da atanması gereken daha küçük rütbeli bir subay veya astsubayın bulunması sebebiyle, henüz boş olan vazife yeri veya makam
vacancy
{i} boş oda
vacancy
{i} işsizlik
vacancy
{i} dalgınlık
vacancy
(isim) boşluk, boş yer, boş oda, açıklık, açık kontenjan, dalgınlık, akılsızlık, bön bön bakış, işsizlik, tembellik
vacancy
{i} açıklık
İngilizce - İngilizce
vacancy
unemployed time; interval of leisure; time of intermission; vacation