uneasy or anxious

listen to the pronunciation of uneasy or anxious
İngilizce - Türkçe

uneasy or anxious teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

uncomfortable
{s} rahatsız

Tom rahatsız hissetti. - Tom felt uncomfortable.

Yüzü kırmızıydı ve o sıcak ve rahatsız hissediyordu. - His face was red and he felt hot and uncomfortable.

uncomfortable
konforsuz
uncomfortable
rahat olmayan
uncomfortable
{s} tatsız

Göğsümde tatsız bir daralma hissettim. - I felt an uncomfortable tightness in my chest.

uncomfortable
nahoş

Ölmeye hazırım. Çok nahoş değildir umarım. - I am ready to die. I hope it's not too uncomfortable.

uncomfortable
{s} rahatsız edici

O oldukça rahatsız ediciydi. - It was rather uncomfortable.

Kanepe rahatsız edici. - The sofa is uncomfortable.

İngilizce - İngilizce
uncomfortable
uneasy or anxious

    Heceleme

    un·ea·sy or anx·ious

    Türkçe nasıl söylenir

    ınizi ır ängkşıs

    Telaffuz

    /ənˈēzē ər ˈaɴɢksʜəs/ /ənˈiːziː ɜr ˈæŋkʃəs/