undergone the effects of time, improving as a result

listen to the pronunciation of undergone the effects of time, improving as a result
İngilizce - Türkçe

undergone the effects of time, improving as a result teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

aged
çok yaşlı
aged
ihtiyar
aged
{f} yaşlan

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

Sen bir günde yaşlanmadın. - You haven't aged a day.

aged
Eskimiş, eskitilmiş
aged
{s} (ey'cîd) yıllanmış; eski
aged
{s} (eycd) yaşında: a girl aged four dört yaşında bir kız
aged
(sıfat) yaşında, yaşlı, ihtiyar, yıllanmış, kocamış
aged
{s} yaşında

Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü. - Fadil died in prison, aged 76, of natural causes.

Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim. - I learned to swim aged four and a half.

aged
{s} (ey'cîd) yaşlı, ihtiyar
aged
{s} kocamış
aged
{s} yıllanmış
aged
yıllanmış/yaşça/yaşlı
İngilizce - İngilizce
aged
undergone the effects of time, improving as a result