O bir Kanadalı kız eşliğinde geldi. - He came accompanied by a Canadian girl.
O bir Kanadalı kız eşliğinde geldi.
He came accompanied by a Canadian girl.
Bir yürüyüşte ona eşlik ettim. - I accompanied her on a walk.
Bir yürüyüşte ona eşlik ettim.
I accompanied her on a walk.
John konsere kadar Mary'ye eşlik etti. - John accompanied Mary to the concert.
John konsere kadar Mary'ye eşlik etti.
John accompanied Mary to the concert.