under consideration, judgment, authority of (someone)

listen to the pronunciation of under consideration, judgment, authority of (someone)
İngilizce - Türkçe

under consideration, judgment, authority of (someone) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

before
(İnşaat) önce

Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum. - I want to see you before you go.

Kahvaltıdan önce duş aldım. - I showered before breakfast.

before
den önce
before
daha önce

Ben daha önce böyle güzel bir kız hiç görmemiştim. - I had never seen such a beautiful girl before.

Daha önce Kyoto' yu ziyaret etti mi? - Have you ever visited Kyoto before?

before
tercihen
before
önde

John mesleğini ailesinden daha önde tutar. - John puts his career before his family.

before
cephesinde
before
karşı

O,bir hafta önce onunla karşılaştığını söyledi. - He said that he had met her a week before.

Seninle daha önce karşılaştığımı düşünüyorum. - I think I've met you before.

before
evvelce

Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim. - I've been drunk before and likely will get drunk many more times.

before
mek yerine
before
önünde

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer. - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.

Allah önünde bütün insanlar eşittir. - All men are equal before God.

before
önceden

Biz önceden aperatifleri hazırladık. - We prepared snacks beforehand.

Sana önceden bildireceğim. - I'll let you know beforehand.

before
{e} karşısında

O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi. - He recoiled before his master's anger.

before
-den önce
before
önden
before
{e} önüne

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır. - Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.

Sami, çocuklarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koydu. - Sami put the needs of his children before his own needs.

before
mektense
before
{e} ilerisinde
before
önünde, cephesinde. edat
İngilizce - İngilizce
before

The case laid before the panel aroused nothing but ridicule.

under consideration, judgment, authority of (someone)