Aşırı derecede soğuk bir kış yaşadığınızı duydum.
- I hear that you are having an unusually cold winter.
Buradaki oteller aşırı derecede temiz tutulur.
- The hotels here are kept unusually clean.
Olağandışı bir şekilde ılıman bir kıştı.
- It was an unusually mild winter.
O, olağandışı olarak tutkun olmayan bir kişi olarak tanımlandı.
- He was described as an unusually passionless person.