Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Onun 100 dolardan az parası yok.
- He has not less than 100 dollars.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Neyin doğru olmadığını asla söylemem.
- I never say what is not true.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Un-cry these tears I cried so many nights / Un-break my heart.
unrest — “a lack of rest (peace); war”.
to untangle — “to remove the tangling of”.
unconstitutional — “not constitutional”.