I am hopeful that I will recover from the disease.
Several presidential hopefuls are campaigning in New Hampshire this week.
While there is life, there is hope.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.
- Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.
I had great expectations for Tom.
- Tom için büyük umutlarım vardı.
Parents were hopeful about the future.
- Ebeveynler gelecek hakkında umutluydu.
I feel hopeful about the future.
- Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.
Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.
The prospects aren't very bright.
- Umutlar çok parlak değil.
I guess it was too much to hope for.
- Sanırım bu umut etmek için çok fazlaydı.
To hope is better than to despair.
- Umutlanmak umutsuzluktan iyidir.