Onu ücretsiz olarak alabilirsin.
- You may have it for nothing.
Onu ücretsiz alabilirsin.
- You can have it for nothing.
Ben onu boş yere aldım.
- I got it for nothing.
O, boş yere onu bana verdi.
- He gave it to me for nothing.
Bedavaya bir dil öğrenin.
- Learn a language for free.
Sana bunu bedava veriyorum.
- I'm giving it to you for free.
Tom bu biletleri bedava aldı.
- Tom got these tickets for nothing.
Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.
- I got the roller skates for nothing.
Bütün çabalarım boşa gitti.
- All my pains went for nothing.
Yandaki bayan artık onu istemediği için biz bu sandalyeyi boşuna aldık.
- We got this chair for nothing because the lady next door didn't want it anymore.
Ben bu kitabı boşuna aldım.
- I got this book for nothing.
There ain't no such thing as a free lunch.
- Nichts ist umsonst auf dieser Welt.
She got the ticket for free.
- Sie bekam das Ticket umsonst.
She got the ticket for free.
- Sie bekam das Ticket umsonst.
I got this bicycle for free.
- Ich habe dieses Fahrrad umsonst bekommen.