They heard wolves howling in the distance.
- Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.
Tom heard wolves howling.
- Tom kurtların ulumalarını duydu.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
- Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
A nation need not necessarily be powerful to be great.
- Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
Such international cooperation produced great results.
- Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.
High tariffs have become a barrier to international trade.
- Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
He entered the national high school boxing championship competition.
- O, ulusal lise boks şampiyonası yarışmasına girdi.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
The howls grew louder and louder.
- Ulumalar gittikçe yükseldi.
The dogs howled at the full moon.
- Köpekler dolunayda uludu.