Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.
- Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time.
- Tom binlerce saatlik uçuş zamanı olan uzman bir pilottur.
There are sparks flying out of the electric socket.
- Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
There were a lot of annoying insects flying around.
- Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.
The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
- Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.
- NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.
Hopefully they don't delay my flight like the others.
- Umarım onlar diğerleri gibi uçuşumu geciktirmezler.
I hope we don't miss our flight.
- Umarım uçuşumuzu kaçırmayız.