O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti.
- In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.
Defter senin değil, onundur.
- The notebook is not yours. It's his.
Not defterine not etti.
- He wrote it down in his notebook.
Bu kelime uzun zamandır not defterimde.
- This word has been in my notebook for a long time.
Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.
- Jim set out to write something in his notebook.
O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.
- He took a notebook out.