Kyoto'da iki kez bulundum.
- I've been to Kyoto two times.
İki kez otobüs değiştirmek zorundayım.
- I have to change buses two times.
İki kere iki dört eder.
- Twice two is equal to four.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
- He is twice as old as I.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
- The plane circled the airport twice after taking off.
İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
I only used it twice.
- I've only used this two times.
If I were you, I wouldn't think twice — but thrice.
- If I were you, I wouldn't think two times, but three times!