Onun yüzü acıdan burkulmuştu.
- His face was twisted with pain.
O gerçekten bükülmüş.
- That's really twisted.
Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
- Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.
O gerçekten bükülmüş.
- That's really twisted.
Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
- Streets are often twisted and narrow in the suburbs.
Banliyölerde caddeler kıvrımlı ve dardır.
- Streets are often twisted and narrow in the suburbs.
O gerçekten bükülmüş.
- That's really twisted.
Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
- Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.
Kolumu kıvırmayı bırak!
- Stop twisting my arm!
Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
- Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.
O gerçekten bükülmüş.
- That's really twisted.
Sözlerimi çarpıtmayı bırak.
- Stop twisting my words.
Benim sözlerimi çarpıtmayın.
- Don't twist my words around.
the thrid / By griesly Lachesis was spun with paine, / That cruell Atropos eftsoones vndid, / With cursed knife cutting the twist in twaine .