tuzlu teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- saline
- salty
This water is a little salty.
- Bu su biraz tuzludur.
My father cut down on salty food as I had advised.
- Tavsiye ettiğim üzere babam tuzlu gıdaları azalttı.
- salted
Salted pretzels were the favourite snack of the kids.
- Tuzlu krakerler çocukların en sevdiği abur cuburdu.
Is it true you love salted coffee?
- Tuzlu kahveyi sevdiğin doğru mu?
- pricey
- pricy
- (Fizik) brinish
- dear
- coated or covered with salt crystals
- saliferous
- salty, saline; very expensive, dear, pricey, pricy
- salt
This soup is too salty to eat.
- Bu çorba yemek için çok tuzlu.
You can't drink seawater because it's too salty.
- Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.
- brackish
- (Konuşma Dili) expensive, pricy, high
- briny
- saltine
Can you pick up some saltine crackers?
- Birkaç tuzlu kraker alabilir misin?
- to salt
- tuzlu su
- brine
- tuzlu balık
- salt fish
- tuzlu bataklık
- (Denizbilim) salt marsh
- tuzlu bataklık
- saline
- tuzlu bataklık
- salt marshes
- tuzlu bataklıklar
- salt marshes
- tuzlu su
- brackish water
- tuzlu su
- salty water
Saltier water is heavier than less salty water.
- Daha tuzu su, daha az tuzlu sudan daha ağırdır.
We washed them in salty water.
- Onları tuzlu suda yıkadık.
- tuzlu su
- saline water
- tuzlu su
- seawater
- tuzlu su balığı
- saltwater fish
- tuzlu su balığı
- (Gıda) sea-fish
- tuzlu su balığı
- (Gıda) sea fish
- tuzlu su balığı
- (Gıda) salt water fish
- tuzlu su girişimi
- (Coğrafya) salt water intrusion
- tuzlu suya özgü
- saltwater
- tuzlu çanak
- salt flat
- tuzlu balgam
- (Tıp) scrofula
- tuzlu balgam
- (Tıp) scury
- tuzlu bataklık bitkileri
- (Botanik, Bitkibilim) salt marsh plants
- tuzlu bataklık ekolojisi
- (Botanik, Bitkibilim) salt marsh ecology
- tuzlu bir biçimde
- saltily
- tuzlu bisküvi
- soda cracker
- tuzlu eriyik
- salt solution
- tuzlu gibi
- saltish
- tuzlu göl
- salt lake
- tuzlu kraker
- saltine
- tuzlu kraker
- pretzel
A typical Bavarian breakfast consists of white sausage, wheat beer and pretzels.
- Tipik Bavyera kahvaltısı beyaz sosis, buğday birası ve tuzlu krakerden oluşmaktadır.
Do you like pretzels?
- Tuzlu kraker sever misin?
- tuzlu olma durumu
- (Fizik) brinishness
- tuzlu pınar
- saline
- tuzlu rüzgar hasarı
- (Askeri) salty wind damage
- tuzlu simit
- pretzel
- tuzlu su
- a) brine b) saltwater
- tuzlu su
- salt water
Wetlands can have freshwater, salt water, or a mixture of both.
- Sulak alanlar tatlı su, tuzlu su ya da her ikisinin bir karışımına sahip olabilir.
Gargling with salt water helps stop coughing.
- Tuzlu su ile gargara yapmak öksürüğü durdurmaya yardım eder.
- tuzlu su areometresi
- (Denizbilim) salinometer
- tuzlu su devresi
- brine circuit
- tuzlu su haslığı
- (Tekstil) fastness to saltwater
- tuzlu su haslığı
- fastness saltwater
- tuzlu su havuzu
- salt-water basin
- tuzlu su havuzu
- salt-water pool
- tuzlu su kaynağı
- (Coğrafya) salt spring
- tuzlu su kurdu
- (Hayvan Bilim, Zooloji) brine warm
- tuzlu su sistemi
- brine system
- tuzlu su soğutucusu
- brine cooler
- tuzlu su tankı
- brine tank
- tuzlu su çevrimi
- brine circuit
- tuzlu suda soğutma
- brine cooling
- tuzlu suda su verme
- brine quenching
- tuzlu suya bastırmak
- souse
- tuzlu toprak
- saline soil
- tuzlu toprak bitkisi
- (Tarım) halophyte
- tuzlu yapmak
- sality
- tuzlu zemin
- saline soil
- tuzlu çamur
- salty mud
- tuzlu-alkali su
- saline-alkaline water
- tuzlu-alkali zemin
- saline-alkali soil
- tuzlu-kuru
- salty-dry
- tuzlu-yaş
- salty-wet
- hafif tuzlu
- (Askeri) brackish water
- tuzlu su
- sea water
- bu çok tuzlu
- It's too salty
- geyiklerin yaladığı tuzlu toprak
- deer lick
- maden tuzlu ilaç
- saline
- tuzlu su
- {s} saltwater
- yemek sonunda yenen tuzlu şey
- savory
- yemek sonunda yenen tuzlu şey
- savoury [Brit.]
- çok tuzlu
- briny