tutum

listen to the pronunciation of tutum
Türkçe - İngilizce
manner

Tom has very good manners. - Tom çok iyi tutuma sahip.

Tom has no manners at all. - Tom'un hiç tutumu yok.

attitude

As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships. - Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.

I dislike her unfriendly attitude. - Onun düşmanca tutumunu sevmiyorum.

line of conduct
demeanour
posture
(Teknik,Tekstil) feel
geste
stand
(Politika, Siyaset) action
conduct
behave
(Tekstil) hand
position
psych. attitude
thrift, economy
behavior
demeanor
Providence
attitude, demeanour; manner, conduct; thrift, economy, frugality
carriage
behaviour [Brit.]
sparingness
manner of conduct, way of behaving
(Hukuk) action, policy, stance
{i} stance

He took an uncertain stance. - O değişken bir tutum takındı.

Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue. - Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.

economy
spirit
frugality
saving
complexion
thrift
thriftiness
{i} behaviour

The child's behaviour and attitude towards his fellow students was exemplary. - Çocuğun okul arkadaşlarına karşı davranışı ve tutumu ibret vericiydi.

slant
(Tekstil) handle
tutum belirlemek
(Politika, Siyaset) take a stand
tutum ölçeği
(Dilbilim,Pisikoloji, Ruhbilim) attitude scale
tutum ayırmacı
(Dilbilim) attitudional disjunct
tutum değişikliği
manner change
tutum sınavı
(Dilbilim) attitude test
tutum takınmak
take a stance
tutum takınmak
have an attitude
tutum ölçekleri
manner scales
askeri tutum
(Askeri) military posture
bilimsel tutum
(Pisikoloji, Ruhbilim) scientific attitude
dolgun tutum
(Teknik,Tekstil) full handle
dolgun tutum
(Teknik,Tekstil) firm handle
olumsuz tutum
negative attitude
tutumlar
attitudes

Such attitudes cannot be tolerated in our society. - Böyle tutumlar toplumumuzda hoşgörülemez.

With these stupid attitudes, Maria only proves her own arrogance. - Bu aptalca tutumlar ile, Maria sadece kendi kibrini kanıtlıyor.

bakım tutum
Repair and maintance
adil tutum
fair approach
adil tutum
fair conduct
dilsel tutum
(Dilbilim) language attitude
dolgun tutum
full handle, firm handle
hastaya karşı tutum
bedside manner
hışırtılı tutum
crunchy handle, scroopy feel
katı tutum
hard line
ortak tutum
(Hukuk) Common Position, Joint Position
ortak tutum izlemek
(Hukuk) to proceed by common action
sert tutum
harsh feel
somut tutum
(Pisikoloji, Ruhbilim) concrete attitude
soyut tutum
(Pisikoloji, Ruhbilim) abstract attitude
ticari tutum
commercialism
tok tutum
firm handle, full handle
Türkçe - Türkçe
Tutulan yol, davranış
Tutulan yol, davranış: "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz."- T. Buğra
Aşırı harcamalardan sakınma, iktisat, ekonomi
idare
tutum