tuend

listen to the pronunciation of tuend
İngilizce - Türkçe

tuend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

doing
{i} yapılan iş
doing
{i} zımbırtı
doing
{i} meydana getirme
doing
{f} yap

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli. - Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing it for you.

doing
{i}

Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim. - I postponed doing my housework for a few hours.

İhracat işi iyi yapılmıyor. - The export business isn't doing well.

doing
birisinin yaptığı iş
doing
{i} faaliyet

Bu senin kendi faaliyetin. - This is your own doing.

doing
{i} şey

Tom'un Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapmasını rica ettim. - I asked Tom to do the same thing that Mary was doing.

Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor. - Today I just feel like staying at home and doing nothing.

putting
hafifçe vur/koy
putting
{f} koy

Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim. - I had a hard time putting the kid to bed.

Web sayfana bizim şirketin web sitesi ile ilgili bir link koyar mısın? - Would you mind putting a link on your web page to our company's web site?

putting
koyarak

Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın. - Don't risk putting everything in one boat.

O kili ateşe koyarak sertleştirdi. - He hardened clay by putting it into a fire.

doing
(birisinin yaptığı) iş
doing
sıkı çalışma
putting
{i} yerleştirme

Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir. - Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.

doing
yaparak

Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin? - What activity do you spend most of your time doing?

O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir. - She spends over a third of her time doing paperwork.

putting
koyuyor

Tom'u listeye koyuyorum. - I'm putting Tom on the list.

Bebeğimi yatağa koyuyorum. - I am putting my baby into the bed.