To call the elevator, push the button.
- Asansörü çağırmak için tuşa bas.
Tom leaned out the window of his car and pressed the button on the intercom at the gate.
- Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.
Tom pressed a key on the computer keyboard.
- Tom bilgisayar klavyesindeki bir tuşa bastı.
Press any key to continue.
- Devam etmek için bir tuşa basın.
Your keyboard needs replacing.
- Senin tuş takımının yer değiştirmesi gerekir.
This keyboard is missing several keys.
- Bu klavyenin birkaç tuşu eksik.
Tom pressed one of the buttons.
- Tom tuşlardan birine bastı.
Please don't push any of these buttons.
- Lütfen bu tuşlardan herhangi birine basmayın.