trouble; vexation; also, physical pain or smart of a sore, etc

İngilizce - Türkçe

trouble; vexation; also, physical pain or smart of a sore, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

anger

{f} kızdırmak

Seni kızdırmak istemiyorum. - I don't wish to anger you.

anger

öfke

Annemizin öfkesinin şiddetiyle şok olduk. - We were shocked by the intensity of our mother's anger.

Yüzü öfkeden kıpkırmızıydı. - Her face was bright red with anger.

anger

hiddet

anger

{i} kızgınlık

Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi. - Anger deprived him of his reason.

Yüzündeki kızgınlık belirgindi. - The anger in her face was unmistakeable.

anger

{f} sinirlendirmek

anger

{i} dargınlık

anger

öfkelendir

anger

{i} hırs

anger

{f} öfkelendirmek

anger

{f} kızdır

Seni kızdırmak istemiyorum. - I don't wish to anger you.

Onu kızdırmamaya çalış. - Try not to anger him.

anger

dargınlık darıltmak

anger

(fiil) kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, darıltmak

anger

{i} kızma

Kızmak için nedenin yok. - You have no cause for anger.

İngilizce - İngilizce

trouble; vexation; also, physical pain or smart of a sore, etc teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

anger

Heceleme

trouble; vexation; also, phys·i·cal pain or smart of a sore, etc