Başkan, askeri güçleri çağırdı.
- The President called out the troops.
Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
- The arrival of the troops led to more violence.
İngiliz birlikleri o alanı zorla işgal ediyorlar.
- British troops held that area.
Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
- The United Nations sent troops to intervene in the conflict.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
- The arrival of the troops led to more violence.
General birlikleri denetledi.
- The general inspected the troops.
Takviye birliklere ihtiyaç vardı.
- Additional troops were needed.
Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
- The arrival of the troops led to more violence.
Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Askeri kuvvetler resmi geçit yaptı.
- The troops marched past.
There are 10,000 troops in Iraq.
... to have that script performed by the local town troop. ...