trident teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
(Askeri) TRIDENT: Yüksek derecede beka kabiliyeti olan nükleer güçlü Trident denizaltılarını, uzun menzilli Trident balistik füzelerini ve denizaltı ile füze tali sistemlerinin yanı sıra ilgili personeli desteklemek için gerekli bütünleştirilmiş tamirat tesislerini içine alan, denizde üslenen stratejik silah sistemleri için kullanılan genel tanımlayıcı terim
(Askeri) TRIDENT I: Üç kademeli, katı yakıtlı, su üstündeki yada altındaki bir Trident denizaltısından fırlatılabilecek kapasitedeki bir balistik füze. Poseidon denizaltılarına yerleştirilebilecek ölçüde olup, geliştirilmiş güdüm, nükleer harp başlıkları ve bu başlıkları ayrı hedeflere intikal ettirebilen manevra edilebilir araçlarla teçhiz edilmiştir. Tam bir yükü 4000 deniz mili mesafeye taşıyabilmekte olup, azaltılmış yük tasarımlarını daha uzak menzillere taşıyabilir. UGM,96 olarak bilinmektedir
(Askeri) TRIDENT II: Bir Trident denizaltısından fırlatılabilecek kapasitede, katı yakıtlı bir balistik füze. Trident I füzelerinden büyük olup, 1980'lerin ortalarında Trident denizaltılarındaki bu füzelerin yerini alacaktır. Trident II füzeleri daha yüksek atma ağırlıklı, daha doğru, denizaltıdan fırlatılan balistik bir füzeyi yerleştirme seçeneğini sağlayacaktır
İngilizce - İngilizce
trident teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
a powerful type of nuclear missile developed in the US. It is fired from submarines, and can attack several different places at the same time. a type of chewing gum without any sugar in it, sold in the US
U.S.-made submarine-launched ballistic missile. The most advanced Trident missiles, deployed by the U.S. Navy since 1990 and by the Royal Navy since 1994, are more accurate than most land-based ballistic missiles. Their extended range (up to 7,000 mi [11,300 km]) allows the submarines that carry them to patrol almost anywhere, making detection extremely difficult. Each missile is capable of carrying more than 10 multiple independently targeted reentry vehicles (see MIRV), though arms-control considerations limit the actual number to as few as three