Duruşma günden güne devam etti.
- The trial went on day after day.
Yakalandı ve duruşma için tutuldu.
- He was captured and held for trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Deneme neredeyse yapılmıştı.
- The trial was all but done.
Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
- Trial and error is essential to progress.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
O duruşmada davacı benim.
- I am the plaintiff in that trial.
Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.
- Tom's trial resumes Monday.
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
Tom mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
- Tom was prepared to go to trial.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.