O hep modaya uygun elbiseler giydi.
- She always wore trendy clothes.
Yılın moda kelimesi dijital: dijital saatler, dijital mikrodalga fırınlar, hatta dijital dolma kalemler.
- The trendy word of the year was digital: digital clocks, digital microwave ovens, even digital fountain pens.
Yağmur yağdığında kalçamın ağrıdığının farkındayım.
- I am aware that my hip aches when it rains.
Geniş kalçalarım yok.
- I don't have wide hips.
Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
Büyükannem düştü ve kalça eklemini kırdı.
- My grandmother fell and broke her hip.
I hate those trendy pre-wrinkled shirts.