Onlar benimle Avrupa çapında seyahat etti!
- They travelled all throughout Europe with me!
Biz ülkenin her yerinde seyahat ettik.
- We travelled all over the country.
Onun hayali Dünyayı gezmektir.
- Her dream is to travel around the world.
Dünya'yı gezmek istiyorum.
- I'd like to travel around the world.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
Geçtiğimiz yılın bu zamanında Filipinler'de geziyordu.
- He was traveling in the Philippines this time of last year.
İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
- I will be traveling in Europe for two months.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
- The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.
Ben aya seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel to the moon.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
- Sound travels very quickly.
Işık sesten daha hızlı hareket eder.
- Light travels faster than sound.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
- Would you like to travel abroad?
Tom, Avrupa'da dolaşmak istiyor.
- Tom wants to travel around Europe.
Tom dünyayı dolaşmak istedi.
- Tom wanted to travel around the world.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
- I had a chance to travel abroad.
Evinizden 10 km uzaktaki bir mağazaya gitmek istiyorsanız ve saatte 50 km hızla sürüyorsanız oraya varmak kaç dakikanızı alır?
- If you want to travel to a store located 10 km from your house, and you drive at 50 km/h, how long would it take you to get there?
Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok.
- He doesn't have enough money to go travelling.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum.
- I want to take a year off and travel around the world.
Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
- We've been traveling for three days.
Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.
- Tom travels abroad to see the world.
Dan Linda'yı görmek için Londra'ya seyahat etti.
- Dan traveled to London to see Linda.
Tom ve Mary Japonya etrafında seyahat etti.
- Tom and Mary traveled around Japan.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Our guide was a much travelled young man.
We climbed up a well travelled path.
travel to Spain.
I like to travel.
I’m off on my travels around France again.
I’ve travelled the world.
My drill press has a travel of only 1.5 inches.
Our guide was a much traveled young man.
We climbed up a well traveled path.