O, karavanı arabasına bağladı.
- He hitched the caravan to his car.
Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.
- One gypsy family with their caravan was encamped.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
İt ürür, kervan yürür.
- The dogs bark, but the caravan moves on.