Pencereler bir şeyi tanıyamayacak kadar çok buğulanmıştı.
- The windows were too steamed up to be able to recognize something.
Öğle yemeği için Çin buğulama domuz eti köfte yedim.
- I ate Chinese steamed pork dumplings for lunch.
Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
- Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
Bir buhar tıslaması vardı.
- There was a hiss of steam.
Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
- We communicate by means of language.
Bir bulut, yoğunlaşmış subuharıdır.
- A cloud is condensed steam.
Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.
- Thoughts are expressed by means of words.
Dil vasıtasıyla düşüncelerimizi ifade ederiz.
- We express our thoughts by means of language.
Biz şafak vakti buharlı lokomotif düdüğü ile uyandırıldık.
- We were wakened by the whistle of the steam locomotive at dawn.