transferrer teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- havale eden
- transfer
- aktarma
Otobüsten metroya aktarma yaptı.
- She transferred from the bus to the subway.
Aktarma noktası var mı?
- Is there a transfer point?
- transfer
- aktarmak
- transfer
- transfer
- transfer
- {f} devretmek
- transfer
- nakil
Diğer sınıftaki nakil öğrenci süper yakışıklı bir tiptir.
- The transfer student in the other class is a super good looking guy.
- transfer
- havale
Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.
- The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding.
- transfer
- devretme
- transfer
- nakletmek
Okulları nakletmek zorundayım.
- I have to transfer schools.
- transfer
- devir
- transfer
- {i} aktarım
- transfer
- iletmek
- transfer
- (Ticaret) döviz transferi
- transfer
- aktarına
- transfer
- (Pisikoloji, Ruhbilim) intikal
- transfer
- taşımak
- transfer
- (Otomotiv) geçiş
- transfer
- gönderim
- transfer
- başkasına bırakmak
- transfer
- kopya basmak
- transfer
- (Bilgisayar) aktarım aktarmak
- transfer
- taşınma
- transfer
- feragat
- transfer
- havale yapmak
- transfer
- (Pisikoloji, Ruhbilim) geçişim
- transfer
- temlik etmek
- transfer
- transfer etmek
- transfer
- (Ticaret) temlik
- transfer
- tayin edilen kimse
- transfer
- geçmek
- transfer
- (Ticaret) iletme
- transfer
- (Otomotiv) iletim
- transfer
- transfer olmak
- transfer
- taşıt değiştirmek
- transfer
- {f} taşı
Ofis altıncı kata taşındı.
- The office has been transferred up to the sixth floor.
Ofisini Osaka'ya taşıdı.
- He transferred his office to Osaka.
- transfer
- göçürmek
- transfer
- aktarma yapmak
- transfer
- aktarma bileti
- transfer
- çıkartma
- transfer
- taşınmak
- transfer
- yapıştırma
- transfer
- devreden kimse
- transfer
- {f} 1. -i nakletmek; -i (bir yerden) (başka bir yere) geçirmek/tayin etmek; (başka bir yere) geçmek: The company's going to
- transfer
- {i} taşıma
- transfer
- baskı
- transfer
- baskı ile kopya etmek
- transfer
- {i} nakil; (bir yerden) (başka bir yere) geçirme/tayin etme. 3
- transfer
- {f} aktar
Otobüsten metroya aktarma yaptı.
- She transferred from the bus to the subway.
MP3 dosyaları iPOD'uma nasıl aktaracağımı anlayamıyorum.
- I can't figure out how to transfer MP3 files to my iPod.
- transfer
- -i nakletmek; -i (bir yerden) (başka bir yere) geçirmek/tayin etmek; (başka bir yere) geçmek: The company's going to
- transfer
- (Tıp) Bir yerden diğer yere geçme
- transfer
- {f} havale etmek
- transfer
- transferencenakletme
- transfer
- {f} transfer et
Benim transfer etmem gerekiyor mu?
- Do I need to transfer?
Sami, offshore hesabından para transfer etti.
- Sami transferred money from offshore account.
- transfer
- {i} yere geçirmek
- transfer
- {i} kopya çıkarma
- transfer
- havale edilebilir
- transfer
- transferablenakli mümkün
- transfer
- devredilebilir
- transfer
- {f} ihale etmek
- transfer
- (Askeri) NAKİL; AKTARMA: Bir silahlı kuvvetin bir asli teşkili, sınıfı, kategorisi, veya idari bölümdeki görevden, aynı yetkiler dahilinde, bir başka asli teşkil, sınıf, kategori veya idari bölümdeki göreve ayırma, değiştirme
- transfer
- {f} geçirmek
- transfer
- {i} (bir mal) üzerindeki hakkı (başkasına) geçirme/devretme/devir; temlik
- transfer
- {f} basmak (kopya)