Trafik kurallarına uymalıyız.
- We should obey the traffic rules.
Trafik kurallarına riayet etmelisin.
- You must obey the traffic rules.
Trafik akışında bir kesinti yoktu.
- There was no gap in the stream of traffic.
Genişleyen kaldırımlar trafiğin akışını yavaşlatıyor.
- Curb extensions force traffic to slow down.
Karıncayiyenlerin dünyada en çok ticareti yapılan memeli olduğu söyleniyor.
- Pangolins are said to be the world's most trafficked mammal.
İş çıkışındaki yoğun trafiğe yakalanmak korkunçtur.
- It's horrible to get caught in rush hour traffic.
Babam bu sabah trafik sıkışıklığı nedeniyle işe geç kaldı.
- My father was late for work this morning because of a traffic jam.
Kasabamızda yalnızca bir trafik lambası var.
- Our town has only one traffic light.
Trafik ışıkları her zaman çalışır.
- Traffic lights work all the time.
Trafik ışıklarının hepsi kırmızıydı.
- The traffic lights were all red.
Trafik lambası yeşil.
- The traffic signal is green.
Bir trafik sıkışıklığı yakalanmazsak, sanırım zamanında orada olacağız.
- I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
Trafik sıkışıklığına yakalanmazsak, sanırım onu zamanında yapacağız.
- I think we'll make it in time if we don't get stuck in a traffic jam.
Kırmızı trafik ışığı dur gösterir.
- The red traffic light indicates stop.
Trafik ışığı çalışmıyor.
- The traffic light doesn't work.
O, trafik sinyalinin üzerindeki küçük kamerayı fark etmedi.
- He didn't notice the small video camera above the traffic signal.
O, bazı uyuşturucu kaçakçıları için para aklıyordu.
- She laundered money for some drug traffickers.
It's units of study are regions or oceans, long-distance trades , the traffic of cults and beliefs between cultures and continents.
Traffic is slow at rush hour.
When cars are near.”.
The traffic signs on motorways are particularly clear and well lit at night.
... traffic from human beings trying to read information ...
... snooping on network traffic, deliberately breaking their machines, deliberately punching ...