Polisler onu Paris'e kadar izledi.
- The police have traced her to Paris.
Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.
- There were traces of blood inside Dan's car.
Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili herhangi bir iz bulamadı.
- The police looked everywhere and couldn't find any trace of Tom.
Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.
- The police looked everywhere and could find no trace of Tom.
Polis kimsenin izlerini bulmadı.
- The police didn't find anyone's traces.
Polis henüz şüphelinin izini bulmadı.
- The police have found no trace of the suspect yet.
Onda kötülüğün zerresi bile yoktu.
- There was no trace of evil in her.
There was no traceable evidence left, when the detectives arrived.
Your cell phone company can put a trace on your line.