Lütfen postamı bu adrese gönderin.
- Please forward my mail to this address.
Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
- I forwarded the schedule you sent me to Tom.
Bir adım ileriye ilerle.
- Move forward one step.
Jessie küçük eşeği ileriye doğru sürdü.
- Jessie urged the little donkey forward.
Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu.
- The old man leaned forward and asked his wife with a soft voice.
O, öne doğru bir adım attı.
- He took a step forward.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
- This is a big step forward.