towards the bow or front of the vessel

listen to the pronunciation of towards the bow or front of the vessel
İngilizce - Türkçe

towards the bow or front of the vessel teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

forward
forwarder sevkeden firma
forward
{f} ilerletmek
forward
{f} gönder

Lütfen postamı bu adrese gönderin. - Please forward my mail to this address.

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

forward
gelişmiş
forward
ileriye

Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır? - Why is it easier to park the car backwards than forwards?

Bir adım ileriye ilerle. - Move forward one step.

forward
{f} yeni adrese yollamak
forward
şımarık
forward
ön

O, öne doğru bir adım attı. - He took a step forward.

Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu. - The old man leaned forward and asked his wife with a soft voice.

forward
küstah
forward
cüretkâr
towards the bow
yay doğru
forward
{i} forvet

Forvet oyuncusu gol attı. - The forward kicked a goal.

forward
{s} ileride olan, öndeki, ön; ileri
forward
{s} istekli
forward
{s} vadeli
forward
{s} ileriye yönelik

Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır. - This is a big step forward.

forward
{s} fazla ileriye giden
forward
{s} cüretli
forward
(isim) forvet, ileride yer alan kimse
forward
z. ileri doğru, ileri
İngilizce - İngilizce
forward
Towards the bow
forward
towards the bow or front of the vessel

    Heceleme

    to·wards the bow or front of the ves·sel

    Türkçe nasıl söylenir

    tıwôrdz dhi bau ır frʌnt ıv dhi vesıl

    Telaffuz

    /təˈwôrdz ᴛʜē ˈbou ər ˈfrənt əv ᴛʜē ˈvesəl/ /təˈwɔːrdz ðiː ˈbaʊ ɜr ˈfrʌnt əv ðiː ˈvɛsəl/