Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
He gathered his children around him.
- O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamam.
In November, olives are harvested from the trees to make oil.
- Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.
Sami can make up his own bed.
- Sami kendi yatağını toplayabilir.
They make up about 12.5 percent of the total population.
- Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.
They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
- Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.
A magnet can pick up and hold many nails at a time.
- Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
The crowd assembled in front of the post office.
- Kalabalık postanenin önünde toplandı.
The teacher assembled the students in the hall.
- Öğretmen salonda öğrencileri topladı.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
These figures don't add up.
- Bu şekiller toplanmaz.
Add up these figures.
- Bu sayıları toplayın.
We had to postpone the gathering because of rain.
- Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
A crowd was gathering around him.
- Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
Can you briefly sum up what was said at the meeting?
- Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
He mustered up his courage to talk to a foreigner.
- O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.
Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed.
- Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.
Tom collected old coins.
- Tom eski bozuk paraları topladı.
He collected a lot of stamps.
- O, çok sayıda pul topladı.
Tom isn't currently collecting unemployment benefits.
- Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.
He has an interest in collecting insects.
- O böcekleri toplamakla ilgileniyor.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
The whole world is watching the summit conference.
- Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.