toplayıcılar

listen to the pronunciation of toplayıcılar
Türkçe - İngilizce
aggregators
adders
topla
gather

Naples gathers many tourists. - Napoli çok sayıda turist toplar.

Maruyama Park is a place where a lot of people gather. - Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

toplayıcı
(Jeoloji) collectors

Tom is hiding from the tax collectors. - Tom vergi toplayıcılarından saklanıyor.

We're trying to avoid the bill collectors. - Fatura toplayıcılarını önlemeye çalışıyoruz.

toplayıcı
receiver
toplayıcı
(İnşaat) main sewer
topla
{f} harvest

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

topla
pick

A magnet can pick up and hold many nails at a time. - Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

topla
assemble

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

The crowd assembled in front of the post office. - Kalabalık postanenin önünde toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

These figures don't add up. - Bu şekiller toplanmaz.

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

Tom doesn't enjoy family gatherings very much. - Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him. - Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom collected coffee cups. - Tom kahve fincanlarını topladı.

He collected a lot of stamps. - O, çok sayıda pul topladı.

toplayıcı
accumulative
toplayıcı
collecting
toplayıcı
integrator
toplayıcı
concentrator
topla
bunched
toplayıcı
assembler
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

I lost interest in collecting stamps. - Pulları toplamada ilgimi kaybetti.

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

The sum of 5 and 3 is 8. - 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
toplayıcı
totalizer
toplayıcı
picker
toplayıcı
condenser
toplayıcı
tote
toplayıcı
collector

Tom is an obsessive collector. - Tom takıntılı bir toplayıcı.

We're trying to avoid the bill collectors. - Fatura toplayıcılarını önlemeye çalışıyoruz.

toplayıcı
collector (of a dynamo)
toplayıcı
collecting, accumulative; adder, collector
toplayıcı
taker
toplayıcı
totalizator
toplayıcı
gleaner
Türkçe - Türkçe

toplayıcılar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplayıcılar