toplayıcılar

listen to the pronunciation of toplayıcılar
Türkçe - İngilizce
aggregators
adders
topla
gather

Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men. - Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

Naples gathers many tourists. - Napoli çok sayıda turist toplar.

toplayıcı
(Jeoloji) collectors

We're trying to avoid the bill collectors. - Fatura toplayıcılarını önlemeye çalışıyoruz.

Tom is hiding from the tax collectors. - Tom vergi toplayıcılarından saklanıyor.

toplayıcı
receiver
toplayıcı
(İnşaat) main sewer
topla
{f} harvest

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population. - Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.

topla
pick

A magnet can pick up and hold many nails at a time. - Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

topla
assemble

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

The students assembled in the classroom. - Öğrenciler sınıfta toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

She finally mustered up the courage to ask him for more money. - Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Tom has collected a great many butterflies. - Tom pek çok kelebek topladı.

Tom collected old coins. - Tom eski bozuk paraları topladı.

toplayıcı
accumulative
toplayıcı
collecting
toplayıcı
integrator
toplayıcı
concentrator
topla
bunched
toplayıcı
assembler
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

He has an interest in collecting insects. - O böcekleri toplamakla ilgileniyor.

I lost interest in collecting stamps. - Pulları toplamada ilgimi kaybetti.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
toplayıcı
totalizer
toplayıcı
picker
toplayıcı
condenser
toplayıcı
tote
toplayıcı
collector

Tom is a garbage collector. - Tom bir çöp toplayıcısı.

Tom is an obsessive collector. - Tom takıntılı bir toplayıcı.

toplayıcı
collector (of a dynamo)
toplayıcı
collecting, accumulative; adder, collector
toplayıcı
taker
toplayıcı
totalizator
toplayıcı
gleaner
Türkçe - Türkçe

toplayıcılar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplayıcılar