He tossed the ball towards the wall.
- Topu duvara doğru çekti.
Tom crushed the sheet of paper up into a ball and threw it across the room.
- Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
Never use a cannon to kill a fly.
- Asla bir sineği öldürmek için bir top kullanma.
The roar of their own cannons was extremely loud.
- Kendi toplarının gürlemesi son derece gürültülüydü.
He was in charge of the fundraising efforts.
- O, bağış toplama çabalarından sorumluydu.
Tom turned the knob and pushed the door open.
- Tom topuzu çevirdi ve açmak için kapıyı itti.
Tom twisted the knob and opened the door.
- Tom topuzu çevirdi ve kapıyı açtı.
The first human cannonball was a 14-year-old girl called Zazel.
- İlk insan top güllesi Zazel adlı 14 yaşında bir kızdı.
The ball rolled on the ground towards me.
- Top yerde bana doğru yuvarlandı.
The ball rolled across the road.
- Top, yolun karşısına yuvarlandı.
She wears her hair in a bun.
- O, saçını topuz yapar.
Mary did her hair in a bun.
- Mary saçını topuz yaptı.
The guns thundered away all night.
- Toplar bütün gece gümbürdedi.
Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.
- Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.
His kite got caught at the top of the tree.
Tepenin üstüne ulaştığımızda rüzgar daha da sert esti.
- The wind blew harder yet when we reached the top of the hill.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
- A house is built on top of a solid foundation of cement.
Dağın tepesine ulaşmayı başardım.
- I succeeded in reaching the top of the mountain.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Fuji
We climbed to the top of Mt. Fuji.
En üst katta bir restoran var.
- There is a restaurant on the top floor.
En üst çekmecene bak.
- Look in your top drawer.
O en yüksek hızda sürüyor.
- He is driving at top speed.
Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu.
- St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.
Bu şarkı benim ilk onumda on bir numara.
- This song is number eleven in my top ten.
Mt.Fuji'nin zirvesine tırmandım.
- I climbed to the top of Mt. Fuji.
Her sabah dünyanın zirvesinde görünüyorsun.
- You look on top of the world every morning.
Her top is a blue baggy.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Tom en iyi mühendislerimizden biri.
- Tom is one of our top engineers.