too bad!

listen to the pronunciation of too bad!
İngilizce - Türkçe

too bad! teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tough
zor

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

tough
{s} dayanıklı

Tom göründüğü kadar dayanıklı değil. - Tom isn't as tough as he seems.

Bu dayanıklı ve güvenilir bir araç. - It's a tough and reliable vehicle.

tough
pişkince
tough
külhanbeyi
tough
sert (kösele vb)
tough
abanoz gibi
tough
uzayabilir
tough
direşken
tough
tok
tough
haşin
tough
güçlü

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar. - Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

tough
talihsiz
tough
{s} sert

Bu biftek çok serttir. - This steak is too tough.

Filin derisi çok serttir. - The elephant's skin is very tough.

tough
berbat
tough
güç

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar. - Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

tough
katı
tough
kart
too bad
çok kötü

O çok kötü sonuçlanmadı. - That didn't turn out too bad.

Buradan ayrılacak olmanız çok kötü. - It's too bad that you are leaving here.

Too bad
Ne yazık!

Ne yazık, bu sene tatile çıkamayacaksınız! - It's too bad that you won't be able to take a holiday this year!

Ne yazık ki Tom ne yapacağını bize göstermek için burada değil. - Too bad Tom isn't here to show us what to do.

too bad
(deyim) ne yazık,vah vah
tough
(isim) kabadayı, sert kimse
tough
(sıfat) sert, sağlam, zorlu, çetin, dayanıklı, baş belâsı
tough
{i} sert kimse
İngilizce - İngilizce
what a shame!
tough
That's a pity; that's unfortunate

You can't come to the party? Too bad.

It is unfortunate that

Too bad you can't come to the party.

deserving regret; "regrettable remarks"; "it's regrettable that she didn't go to college"; "it's too bad he had no feeling himself for church"
shameful; regrettable, unfortunate
too bad!