Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.
- You have to overcome the difficulties.
O, bir sürü engelin üstesinden gelmek zorundaydı.
- He had to overcome a lot of obstacles.
İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.
- We have managed to overcome the first obstacle.
Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
- How to overcome the high value of the yen is a big problem.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
thenne he sente for the quene and sone she was come, and she maade grete Joye of the ouercomynge of that bataille.