Ona nereye gittiğini sordum.
- I asked him where he was going.
Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
- Where do you think all the money goes?
Britney Spears nerede?
- Where is Britney Spears?
Kadını nerede gördün?
- Where did you see the woman?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Havaalanı otobüsleri nereden kalkıyor?
- Where do the airport buses leave from?
Nereden kitap alabilirim?
- Where can I buy books?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
- Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.
Bu kuralın geçerli olmadığı bazı durumlar vardır.
- There are some cases where this rule does not apply.
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Shakespeare'in doğduğu yer, Stratford-on-Avon, her yıl bir sürü turist tarafından ziyaret edilir.
- Stratford-on-Avon, where Shakespeare was born, is visited by many tourists every year.
Tom altın paralarını koyduğu yerin mükemmel saklama yeri olduğunu düşünüyordu. Fakat, yanılıyordu.
- Tom thought where he put his gold coins was the perfect hiding place. However, he was wrong.
Tom Mary'nin babasının intihar ettiği yeri ziyaret etmek istemeyeceğini sandığını söyledi.
- Tom said that he thought Mary wouldn't want to visit the place where her father had committed suicide.
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Sizin için neresi uygun?
- Where's convenient for you?
Kanada'nın neresindensin?
- Where in Canada are you from?
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Tom'un yeme isteği vardı fakat evde yiyecek bir şey olmadığı için yaşadığı yerden çok uzakta olmayan mahalle marketine gitti.
- Tom had the munchies, but since there was nothing in the house to eat, he went to the convenience store not too far from where he lived.
The snowbirds travel where it is warm.
Their job is to go where they are called.
He is looking for a house where he can have a complete office.
Where no provision under this Act is applicable, the case shall be decided in accordance with the customary pratices.
I wonder whether Tom knows where Mary's umbrella is.
- I wonder if Tom knows where Mary's umbrella is.
I wonder whether Tom knows where my umbrella is.
- I wonder if Tom knows where my umbrella is.